Bu çalışma, yurt dışında yaşayan Türk çocuklarının dil ve kültür bağlarının güçlendirilmesi amacıyla oluşturulan "Türkçe ve Türk Kültürü Dersi"nin yapısını, amacını, kapsamını ve önemini incelemektedir. Araştırma, İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’ya göç eden Türk işçilerinin ve ailelerinin zaman içinde ekonomik amaçlardan toplumsal ve kültürel bir varoluşa geçiş sürecini ele almaktadır. Bu süreçte Türkçe ve Türk kültürü dersleri, göçmen çocukların kimlik inşası ve toplumsal aidiyetleri açısından kritik bir rol oynamıştır. Araştırmanın temel amacı, dersin içeriğini, uygulama yöntemlerini, karşılaşılan sorunları ve etkilerini detaylandırarak, dil ve kültürün korunmasında ve aktarılmasındaki önemini vurgulamaktır. Bu kapsamda, dersin tarihsel gelişimi, yasal dayanakları, kapsam ve amaçları incelenmiştir. Ders, yurt dışındaki Türk çocuklarının dil becerilerini geliştirmenin yanı sıra Türk kültürünü tanıtma hedeflerini taşımaktadır. Ancak ders materyallerindeki eksiklikler ve öğretmenlerin uygulamadaki zorlukları da önemli sorunlar olarak belirlenmiştir. Özellikle Almanya, Fransa, Belçika ve İsviçre örneklerinde, derslerin etkileri ve karşılaşılan güçlükler detaylı biçimde ele alınmıştır. Çalışmada, Türkçe derslerinin genellikle okul saatleri dışında veya uygunsuz fiziki şartlarda yapılmasının, öğrencilerin motivasyonunu düşürdüğü ve derslerin etkinliğini zayıflattığı tespit edilmiştir. Son bölümde, derslerin daha verimli hale getirilmesi için dijital araçlar, uygulamalı etkinlikler ve yerelleştirilmiş içeriklerin kullanılmasının gerekliliği vurgulanmıştır. Ayrıca ailelerin çocuklarının dil gelişim sürecine aktif katılımlarının teşvik edilmesi gerektiği önerilmektedir. Çalışma, dil eğitiminin yalnızca dil bilgisiyle sınırlı kalmaması gerektiğini; kültürel etkinlikler ve sosyal uygulamalar ile desteklenmesinin önemini ortaya koymaktadır.
This study examines the structure, objectives, scope, and significance of the "Turkish Language and Turkish Culture Course," designed to strengthen language and cultural ties among Turkish children living abroad. The research addresses the transition of Turkish immigrants in post-World War II Europe from economic migrants to established cultural and social communities. During this period, Turkish language and culture courses played a crucial role in shaping the identity and social belonging of migrant children. The primary aim of the study is to detail the course content, implementation methods, encountered issues, and impacts, highlighting its importance in preserving and transmitting language and culture. The historical development, legal basis, scope, and objectives of the course are examined comprehensively. The course aims not only to develop linguistic skills but also to introduce Turkish culture to students abroad. However, deficiencies in teaching materials and practical challenges faced by teachers have emerged as significant problems. The effects and challenges of these courses have been analyzed specifically through cases in Germany, France, Belgium, and Switzerland. The study identifies that scheduling Turkish language classes outside regular school hours or in unsuitable physical environments negatively impacts student motivation and effectiveness. In conclusion, recommendations emphasize the necessity of employing digital tools, practical activities, and localized content to enhance the effectiveness of the courses. It also advocates for encouraging families to actively participate in their children’s language development process. This research underscores that language education should go beyond grammar and vocabulary, advocating for its reinforcement through cultural activities and social practices.